Hitit İmparatorluğunun batı Sınırı “Khattusha” yani bu günki adıyla Kapadokya…

Hititler antik bir Anadolu halkıdır ve MÖ 1600. ve 1180 yılları arasında hüküm sürmüşlerdir. Hititlerin kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte, büyük olasılıkla Orta Asya’dan göç eden bir Türk halkı olan Hatti’ler ile ilişkilendirilirler. Hatti’ler, MÖ 3. binyılda Anadolu’ya göç etmişlerdir ve Hititlerin ataları olarak kabul edilirler.
Hititler, ilk olarak MÖ 2000’li yıllarda Anadolu’da ortaya çıktılar ve çoğunlukla Orta Anadolu’da yaşadılar. MÖ 17. yüzyılda, Hititlerin ilk büyük lideri Hattuşili I, Hitit İmparatorluğu’nu kurmuş ve Hattuşaş adlı başkentini inşa etmiştir. Bu imparatorluk, dönemin en güçlü devletlerinden biri haline gelmiş ve Batı Asya’nın büyük bir bölümünü kontrol etmiştir.
Hititler, çeşitli şehir devletleri tarafından yönetilen bir konfederasyon halinde yönetilmiştir. Bu şehir devletleri arasında başkent Hattuşaş, Kızılırmak Nehri’nin kuzeyindeki Boğazköy, Alacahöyük ve Yazılıkaya gibi önemli merkezler yer almaktadır.
Hititler, özellikle bronz çağı sırasında, diğer kültürlerle temas halinde olmuş ve zamanla askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan güçlü bir uygarlık haline gelmişlerdir.
Hititlerin yükselişi ve düşüşü, Asya tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Hitit İmparatorluğu, pek çok alanda yenilikçi gelişmelere öncülük etmiştir. Ancak, MÖ 12. yüzyılda, Hitit İmparatorluğu, bronz çağının sonlarında ve demir çağının başlarında, diğer güçlü uygarlıklarla savaşmışlar, deniz kavimleri adı verilen istilacı grupların saldırılarına ve iç karışıklıklara maruz kalarak ve sonunda çöküşe geçmiştir.
Bugün, Hititlerin kalıntıları, Anadolu’da pek çok arkeolojik sit alanında ve müzede görülebilmektedir. Hattuşaş, günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır ve Hitit uygarlığına dair pek çok önemli eser ve belge bu bölgede bulunmuştur.
Hititlerin kültürü ve sanatı, özellikle mimari ve heykeltraşlık alanlarında, diğer uygarlıkların sanatlarına önemli bir etkisi olmuştur. Ayrıca Hititlerin yazısı da oldukça gelişmiştir ve birçok belge ve tablet günümüze kadar ulaşmıştır.