Derinkuyu Yeraltı Şehri

Kapadokya’nın en derin, en geniş ve en şaşırtıcı yeraltı şehirlerinden ilki Derinkuyu Yeraltı Şehri. Nevşehir – Niğde yolu üzerinde ve Nevşehir’e 30 km uzaklıkta kalan yeraltı şehri Derinkuyu ilçesinde bulunuyor.

Derinkuyu Yeraltı Şehri 1963 yılında keşfedilmiş ve bir kısmı temizlenerek 1967 yılında ziyarete açılmış. Şu an 50 metreye kadar inen 8 katı açık olsa da, tamamı temizlendiği takdirde gerçek derinliğinin 85 metreyi bulabileceği ve 12 -13. kata kadar inebileceği tahmin ediliyor. Temizlenmiş ve girilebilen alanı toplam 2,5 km’ye yayılan bu Kapadokya yeraltı şehri, ismini içindeki 52 su kuyusundan alıyor. Bu su kuyuları 60 – 70 metre derine inerek hem su ihtiyacını karşılıyor hem de havalandırma bacası işlevini görüyor. Bölgede kuşatmalar olduğu dönemlerde aşağıya inemeyen düşmanın suya zehir karıştırmasını önlemek için, bu bacaların bir kısmının yeryüzüyle bağlantısı da yok. Böylesine korunaklı düşünülmüş ve doğal havalandırma sistemiyle donatılmış bu Kapadokya yeraltı şehrinin teknolojik izahının olmamasının sebeplerinden biri de işte bu özelliği.

Kapadokya Yeraltı Şehirleri yapılış amacı ve mimarisiyle birbirleriyle benzer özellikler taşısalar bile, Derinkuyu Yeraltı Şehri’ni gezerken daha üst bir donanımla karşılaşacaksınız. Dışarıdan çok da belli olmayan bir girişi olan yeraltı şehrinin katları yer yer basamaklı dar koridorlarla birbirine bağlanmış. Tehlike anında girişleri engellemek için ise, çekilerek hareket ettirilebilen değirmen taşı gibi devasa yuvarlak taşlarla tedbir alınmış.

Yaşam alanları, yemekhaneler, mutfaklar, ahırlar, şırahaneler ve sarnıçlar, hemen hemen her Kapadokya yeraltı şehrinde görülebilen mekanlarken, burada bir de tavanı yörede pek karşılaşılmayan beşik tonozla kapatılmış misyoner okulu bulunuyor. Haç şeklindeki kilisesi ise yeraltı şehrinin 2. katına oyulmuş ve 3. ve 4. katlardan merdivenle inilerek ulaşılıyor.

İlk yerleşimin Asur Kolonilerine kadar uzandığı ve ilk Hristiyanların zulüm ve baskılardan kaçarak saklandığı Derinkuyu Yeraltı Şehri’nde yaklaşık 50 bin kişinin aynı anda yaşayabildiği düşünülüyor. Dar tünellerinin ve derinliğinin klostrofobi yaratabileceğini ama Kapadokya’da gezilmesi gereken en önemli yerlerden biri olduğunu da söylemeden geçmeyelim.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık